Haberler

Erken Çocukluk Çağı Çürüğü Nedir?

Bebeklerde ve çocuklarda süt dişlenme döneminde görülen yaygın çürükler ; günümüze kadar ‘biberon çürüğü’, ‘ emzirme çürüğü’ gibi isimlerle bilinse de artık bütün dünyada ‘Erken Çocukluk çağı Çürüğü (EÇÇ)’ olarak tanımlanmaktadır.

Erken çocukluk çürüğünün karakteristik özellikleri;

  1. Çok hızlı gelişmektedir.
  2. Öncelikle üst kesici dişler ve alt azı dişleri etkilenmektedir.
  3. Beyaz evrede diş ile dişeti sınırında beyaz veya kehverengi noktalar oluşmaktadır
  4. Ilerleyen evrede çukurlaşan çürükler ve ön dişlerde kırılmalar meydana gelmektedir.

Diş çürüğünü önlemeye yönelik koruyucu uygulamalara rağmen EÇÇ, tüm dünyayı ilgilendiren bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir.

Dişler nasıl çürür?

Diş çürüğü, enfekte eden, geçiş gösteren ve önlenebilir bir hastalıktır.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ülkemizde 0-6 yaş aralığında ,son 6 ay içerisinde geçirilen hastalıklar sıralamasında, ağız ve diş hastalıkları ilk beş hastalığın içinde görülmektedir.

Diş çürümesine neden olan birçok faktör vardır ve bunlar biraraya gelerek belirli bir noktaya ulaşınca çürük ortaya çıkar.

En basit şekli ile çürük oluşabilmesi için gerekli faktörler;

Diş+bakteriler+besin+zaman= Çürük

Önlenebilir bir hastalık olması korunma yöntemlerinin önemini öne çıkarmaktadır.

Dişler çürüğe karşı oldukça dirençlidir. Çürüğü önlemenin en iyi yolu etkili olan tüm faktörleri anlamak ve daha sonra elden geldiğince onları olumlu hale getirebilmektir.

Bakterilerin bebeğe geçişi

Günümüze kadar yapılan pek çok araştırma ile çürük yapıcı bakterilerin doğumdan itibaren anneden çocuğa geçişi bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu nedenle erken çocukluk çağı çürüklerinden korunmada annenin, bebeğine olduğu kadar kendi ağız diş sağlığı bakımına da özen göstermesi büyük önem taşımaktadır.

Alınacak ilk önlemlerden biri, anneden bebeğe bakteriyel geçişin engellenmesi için hamilelik öncesinde, hamilelik sırasında ve doğumdan hemen sonra annelerle iletişime geçilerek annelerin veya bebekler ile temasta olacak birincil bakıcıların ağızlarındaki bakteri oranlarının düşürülmesidir.

Annenin veya bakıcının ağzında enfeksiyon kaynağının (çürük, dişeti hastalıkları) olmaması önemlidir. Ayrıca Klorheksidin glukonat içeren ağız gargaraları, jeller ve diş macunları kullanımı sonucu çürük yapıcı bakterilerde azalma olduğu gösterilmektedir.

Aynı zamanda anne/bakıcı ve çocuk arasındaki tükürük paylaşımını içeren davranışlar sınırlandırılarak ailelerin, yemek tabaklarının ve kaşıklarının ortak kullanımından veya biberon ve emzikleri kendi tükürükleriyle temizlemekten kaçınmaları gerekmektedir.

Beslenme ve çürük ilişkisi

Yenidoğan ve bebekler için muhtemel en iyi beslenme şekli emzirme olmasına rağmen geceleri ve çocuğun dişi sürdükten sonra devam eden sık emzirme EÇÇ gelişiminde rol oynar.

Bebekler 6.aydan itibaren katı beslenmeye geçseler de çoğu zaman gece annesütü ile beslenmeye devam ederler. Doğal olarak bu dönemde ağıza sürmeye başlayan süt dişleri çürüğe yatkın bir ortamın içine gelmiş olurlar.

Gece ağızı temizleyen tükürük üretiminin ve akış hızının azalması sonucu süt ; bebek uyuyunca dişlerin üzerinde kalır ve bakterilerin asit oluşturması için uygun ortam sağlanmış olur.  Bu asitler diş minesinin mineral yapısını bozarak, önce tebeşirimsi beyaz renkte lekelerin görülmesine, daha sonra da biberon çürüğü olarak tanımlanan sarı kahverengi renkte çürük tipinin oluşmasına neden olmaktadır. Çürüğün başlangıç safhası tebeşirimsi beyaz renkte olduğundan çoğu zaman anne tarafından ‘çürük’ olarak değerlendirilemez. Bu safhada tespit edildiğinde koruyucu uygulamalar ile durdurulabilecek bir durum olmasına rağmen diş hekimine başvurulduğunda genellikle çürük oldukça ilerlemiştir.

Süt içine bal içine bal, pekmez ya da şeker katılmasa da doğal bir şeker olan laktoz içerdiğinden, tek başına da çürük yapıcı etkiler gösterebilmektedir.

Sütün yanı sıra meyve sularının da biberonla verilmesi, bebeğin sakinleştirilmesi için yalancı memenin bala ya da reçele batırılması da aynı tür erken çocukluk dönemi çürüklerine neden olmaktadır.

EÇÇ’ nin çocuklar üzerine etkisi nedir?

Bu dönemde tespit edilen çürükler, erken dönemde tedavi edilmediğinde durum kötüleşmekte ve tedavi etmesi daha komplike bir hâl almaktadır.

Ağrılı dişler nedeni ile beslenme ve uyku bozukluklarına, yeme isteksizliğine bağlı olarak kilo kayıplarına, gastrointestinal rahatsızlıklara ve gelişim geriliğine, enfeksiyon ve fokal enfeksiyon odaklarına neden olmaktadır.

Diş çürükleri, çocuklarda kötü ağız kokusu ve kötü görüntüye ek olarak, konuşma bozuklukları nedeni ile sosyal dışlanmaya ve psikososyal problemlere de neden olabilmektedir.

Süt azıların erken kaybı ilerleyen dönemlerde ortodontik problemlere neden olarak ebeveynleri maddi yönden daha zorlayan tedavilerle sonuçlanmaktadır.

EÇÇ özellikle çocuğun davranışlarını etkilemeye başladığı zaman, uykusuzluk ve yemek yemede güçlük gibi, ailede strese neden olabilmektedir. Oluşan dental acil durumlar, diş ağrısı olan çocuklarıyla ilgilenebilmek için yapması gereken iş ve sorumlulukları ayarlamak zorunda kalan ebeveynlere daha çok stres yükleyebilmektedir. Daha geniş bir bakış açısıyla, EÇÇ’nin sonuçları bireysel olarak çocuğu etkileyerek başlamakta ve sonrasında aile refahı üzerinde de etkleri görülmektedir.

Erken çocukluk çağı çürükleri nasıl önlenir?

 Bebekler fermente olabilen karbonhidratlar içeren biberonlarla uyutulmamalı, bu tür sıvıların sık tüketilmemesine dikkat edilmelidir.

ilk süt dişleri sürdükten sonra gerekmediği müddetçe gece emzirmekten kaçınılmalı, aileler, bebek 1 yaş civarında iken biberonu bırakması ve normal bardaktan içmesi konusunda cesaretlendirilmelidir.

Ana öğünler arasında atıştırmalıklardan ve fermente olabilen karbonhidratlar içeren yiyecek ve içeceklerle uzun süreli temastan uzak durulması gerekmektedir.

Ağız temizliği etkili bir korunma yöntemidir ve çocuklarda bu yöntem sıkı bir şekilde ebeveynlerin davranışlarına bağlıdır. Davranışların, alışkanlıkarın değiştirilmesi kolay değildir

Bebek bir yaşından itibaren düzenli olarak diş hekimine muayeneye götürülmelidir.

Doğum öncesi ebeveynlik eğitiminden başlayarak koruyucu ağız ve diş sağlığı önemi her fırsatta anneye verilmesi, çocukların ömür boyu sağlıklı oral hijyen alışkanlıkları kazanmasına yardımcı olacaktır.

2-3 yaşına kadar yutma refleksi kontrol edilemediğinden fluoridsiz diş macunu ve küçük başlı, yumuşak kıllı bir diş fırçası ile dişler anne ya da baba tarafından günde iki kez fırçalanmalıdır.

Sevgiler,

Nida Hüroğlu

Çocuk Diş Hekimi (Pedodontist)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Check Also

Propolis ve Arı Sütünün Çocuklarda Kullanımı

Propolis; arıların bitkilerin, yaprak, sap ve tomurcuklarından topladığı doğal bir arı ürünüdür. Arılar tarafından kovanda …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir